11 Ocak 2011 Salı

Minik Bir Doğum Günü Partisi.....

Hafta sonu prensesimin doğum gününü kutladık. Bu sene aile arasında yapalım derken, kuzucum dururmu arkadaşlarımda olsun illaki deyince, küçük bir kutlama yaptık. İşte sizlere hafta sonundan küçük kareler......
Doğum günü pastamız............
Doğum günü kurabiyeleri, bendenize ait. Şeker hamurlu kurabiye, 2 gün akşam iş çıkışı bunlarla uğraştım, kafayı yememek elde değildi, ama sonuç mükemmel.......
Özden teyzemizden elmalı çikolatalı toplar.............
Öznur teyzemizden yeşil mercimek salatası............
Bendenizden çıtır sosisler veeeeee
Patates rulo.....
Eee daha ne olsun, hepimize afiyet oldu :D..........
Pin It

5 Ocak 2011 Çarşamba

Marifetli Cadı 1 Yaşında

Bugün özel bir gün.......
Bugün güzel bir gün.......
Bugün kuzucuğum İrem'imin doğum günü......
Bugün Marifetli Cadının doğum günü :) .......
Evet tam bir yıl önce tam da prensesim, güzel kuzumun doğum gününde sizlerle beraber olamaya başladık.
      Acısıyla tatlısıyla tam bir yıl. Nasıl hızlı geçti zaman anlatamam. Tam bir sene önce Yılbaşını Öznur'larda kutlamıştık ve o akşam Sibel yemek sitesi açmak istiyorum ama nasıl açılır bilmiyorum dedi. Sibel hakikaten nefis lezzetler yaratan bir arkadaşımız. Dur dedim Sibelcim, iyi olacak hastanın ayağına doktor gelirmiş :), benim arkadaşım Yeşimcim namı diğer Ojeli Parmağım bir site açtı, ondan öğrenelim sana da açalım....; Yeşimle Sibelin sitesi için şurayı tıkla, burayı seç derken aaa birde baktık benim mail adresimden bana site açıldı. Bir telaş isim aradık apar topar, olurmu, olmazmı, yapabilirmiyim, ben yazamamki ama yaptıklarımı paylaşırım diyerek giriştim site olayına. Vallahi saolasın Yeşimcim; sayende sıkıntılarımı atacağım, yeni yerler, yeni insanlar keşfedeceğim, vayyyy beee şu hayatta ne Marifetli Cadılar dediğim nice site ve dostlar edindim. Ha bu arada Sibel ne mi oldu? hala bir türlü bir araya gelip kızcağızın sitesini açamadık. Açınca buradan duyuracağım hepinize.
      Başlangıcı çok güzel ama son kısmı zorlu bir yıl oldu. Özdenciğimin nişanı, düğünü derken aniden çıkıveren ve bizi derinden çok derinlerden sarsan babacığımın hastalığı ve ani kaybı. Bitirdi beni bitirdi..... Dayanamam derdim, yapamam onsuzluğa ama bir şekilde dayanıyor insan çocuklarım için, eşim için, annem için, kardeşlerim için ayakta durmam lazım. Arada ağlama krizlerim gelse de, arada yüreğimi çıkarıp atasım gelse de, arada sinir krizleri gelse de, fazlasıyla alıngan olsamda hayat devam ediyor. Güzel Allahım bir can emanet etmiş hepimize; emanete hıyanet etmemek lazım diyerek, yavrularımı düşünerek.......
       Artık toparlanma zamanı geldi, beni bekleyen o kadar iş var ki yapılması gereken; sizlerle paylaşmam gereken bir sürü proje...eee ne diyelim o zaman Nice yıllara, nice yayınlara hep beraber. İyi ki varsınız dostlar.
Pin It

4 Ocak 2011 Salı

Ben Dostlarımı Ruhumla Severim........

Bugün mail adresime gelen bu güzel şiiri paylaşmak istedim sizlerle.....
Çok güzel, çok anlamlı............
BEN DOSTLARIMI RUHUMLA SEVERİM!
(MEVLANA’DAN)
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...
Ağladım.
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
öğrendim.

 Zamanı öğrendim.
 Yarıştım onunla...
 Zamanla yarışılmayacağını,
 zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...

 İnsanı öğrendim.
 Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
 Sonra da her insanın içinde
 iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

 Sevmeyi öğrendim.
 Sonra güvenmeyi...
 Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
 sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
 öğrendim.
 İnsan tenini öğrendim.
 Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
 Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim..

 Evreni öğrendim.
 Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
 Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni 
 aydınlatabilmek gerektiğin öğrendim.
 
 Ekmeği öğrendim.
 Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
 Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
 bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.

 Okumayı öğrendim.
 Kendime yazıyı öğrettim sonra...
 Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...
   
 Gitmeyi öğrendim.
 Sonra dayanamayıp dönmeyi...
 Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.

 Düşünmeyi öğrendim.
 Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
 Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
 olduğunu öğrendim.
 Namusun önemini öğrendim evde...
 Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
 gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
 sürmemek olduğunu öğrendim.
 Gerçeği öğrendim bir gün...
 Ve gerçeğin acı olduğunu...
 Sonra kararında acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
lezzet kattığını öğrendim.

 Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının
hayatı tadacağını öğrendim.

 Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
 Olur ya...
 Kalp durur...
 Akıl unutur...
 Ben dostlarımı ruhumla severim.
 O ne durur, ne de unutur...
 
                     MEVLANA

Pin It

1 Ocak 2011 Cumartesi

Yunus Kolye-Küpe Takım

Hoş geldin 2011, Hoşgeldin güzel yıl.Yeni umutlar, Yeni heyecanlarla hoşgeldin. Tek yılları seviyorum evet nedenmi, 1999 da evlendim, 2001 de dünyalar güzeli bir kızım oldu, 2007 de dünyalar tatlısı bir oğlum. Ben nasıl sevmiyeyim tek yılları. İyi ki geldin 2011.
Dostlarım, güzel arkadaşlarım;  tek dileğim hepimiz için sağlık, mutluluk dolu bir yıl olsun. Rabbim hiçbirimizi sevdiklerimizden ayırmasın...........
Pin It
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...